1 Ekim 2011 Cumartesi

Rumble Fish


Öncelikle filmin yönetmeni Francis Ford Coppola'dan başlayayım. Onu Godfather, Apocalypse Now, The Conversation gibi harika filmlerinden tanıyor ve seviyoruz. Ama ona karşı hayranlık beslememe sebep olan filmi ise Rumble Fish. Elbette bu film diğer saydığım filmlerin arkasında kalıyor. Ama izleyiciye verdiği sıcaklık diğerlerinden daha fazla.

Filmde, bu sıcaklığı sağlayan ise bir grup gencin yaşam hikayesi. Olaylar 80lerde geçiyor ve bize oldukça tanıdık. 20li yaşlarda olanlar haliyle bu filmi oldukça seviyor. Bu sıcaklığı sağlayan diğer bir faktör ise şimdilerde çoğumuzun tanıdığı isimlerin o dönem ki gençlik hallerine şahit olmamız. Matt Dillon, Mickey Rourke, Diane Lane, Nicolas Page, Laurence Fishburne ve Sofia Coppola. Bunların dışında Tom Waits ve Dennis Copper'ı da filmde görmek oldukça hoş.

Filmin konusunu kısaca özetleyecek olursak, Rusty James (Matt Dillon) abisinin de bir zamanlar içinde bulunduğu çete savaşlarının tekrar ortaya çıkmasını istemekte ve kendisini bir çete lideri olarak görmektedir. Ancak bu dönem artık kapanmış, gençler uyuşturucuya giderek kapılmıştır. Abisi, The Motorcycle Boy'un (Mickey Rourke) geri dönmesi ile Rusty tekrar bu hayallere kapılmaya başlar.

Filmin konusu oldukça tanıdık. Ancak Coppola bu tanıdık hikayeyi muhteşem esere dönüştürebiliyor. (Bu aralar bu yapabilen bir yönetmen daha var. O da Darren Aronofsky.  Bkz: Black Swan, The Wrestler) Coppola bu filmi abisine ithaf ediyor. Filmde geçen abi kardeş ilişkisi, bir çok abi kardeş ilişkisine yakın olduğu için bence bütün abi kardeşlere ithaf edilebilir.


Tekrar konuya dönecek olursak, Rusty, ortada kendisine idol olabilecek bir baba ve anne bulamayınca, abisini örnek alıyor ve sürekli ona benzeyeceğini söylüyor. Öyle ki onu kızlarla bile paylaşamıyor. The Motorcycle Boy'a gelecek olursak, Rusty James'e hak vermemek elde değil. Mickey Rourke, karizması, sakinliği ve kısık ses tonu ile sinema tarihinin en cool karakterlerinden birini canlandırıyor. Miki filmde kendisininde söylediği gibi çocukluğu beş yaşında bırakmış, herşeyi görmüş geçirmiştir. 21 yaşında olmasına rağmen 30unda gibi gösterir. (Gerçektende Rourke filmde 31 yaşındadır)


Rusty ise bunun tam tersi kaç yaşına gelirse gelsin asla çocukluktan çıkamayacaktır. Baba (Dennis Hopper) Rusty'e, "onun gibi olmak istemezsin. şuna bak; istediği her şeyi yapabilir ama yapacak hiçbir şey bulamıyor." der. Gerçektende Miki'nin bu yaşadıkları artık onun bir ödülü değil laneti haline gelmiştir. Ancak Rusty bunu asla anlayamaz.

Rumble Fish de, Les Quatre Cents Coups filminde de oldugu gibi kacis ve ozgurluk okyanus'u simgeler ve filmde okyanus'ta sona erer.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder